Location Image

Almanya/Türkiye

ERBA Consulting
Bahnhofstr. 74 32257 Bünde

yurtdışında boşanmış bir kişi Türk Mahkemelerinde tanıma ve tenfiz davası açmadığı sürece Türkiye’de boşanmış sayılmaz ve nüfusta evli olarak gözükür. Tanıma, özetle kararın Türkiye’de geçerliliğinin kabulü; tenfiz ise kararın icra edilebilirliğini belirtmektedir.

Tanıma ve tenfiz davası, bir yabancı ülke mahkemesinin vermiş olduğu bir kararın başka bir ülkede hukuki sonuçlar doğurabilmesi için o ülkenin mahkemelerinde açılan bir davadır. Tanıma, yabancı mahkeme kararının başka bir ülkede olduğu gibi kabul edilmesi ve aynı hukuki sonuçları üretmesi anlamına gelir. Tenfiz ise, yabancı mahkeme kararının icra edilebilir bir karar olarak ilan edilmesi ve o ülkenin iç hukukuna göre uygulanabilir olması demektir.

Bu tür bir dava genellikle boşanma, velayet, nafaka, miras gibi aile hukuku ile ilgili konularda görülür. Örneğin, bir kişi yabancı bir ülkede boşandıysa ve bu boşanma kararının Türkiye’de de tanınmasını ve uygulanmasını istiyorsa, Türk mahkemelerinde bir tanıma ve tenfiz davası açabilir. Bu süreç, yabancı mahkeme kararının Türkiye’deki hukuk düzenine uygunluğunu ve uluslararası özel hukuk kurallarına göre tanınabilirliğini değerlendirir.

Tanıma ve tenfiz davalarında, yabancı mahkeme kararının kesinleşmiş olması, karşılıklılık ilkesinin bulunması, kamu düzenine aykırı olmaması ve hakkında Türkiye’de kesinleşmiş bir mahkeme kararının olmaması gibi şartlar aranır. Bu koşullar sağlandığında, yabancı mahkeme kararı Türkiye’de tanınır ve icra edilebilir hale gelir.

Tanıma ve tenfiz süreci, özellikle boşanma kararları bağlamında büyük önem taşır. Boşanma durumunda, eğer çiftlerden biri veya her ikisi başka bir ülkede yaşıyorsa veya boşanma kararı yabancı bir ülkede alınmışsa, bu kararın başka bir ülkede tanınması ve tenfiz edilmesi gerekir. Örneğin, bir çift Amerika Birleşik Devletleri’nde boşandıysa ve bu kararın Türkiye’de de tanınması gerekiyorsa, çiftin Türk mahkemelerinde tanıma ve tenfiz davası açması gerekir. Böylece, boşanma kararı Türkiye’de de hukuki sonuçlar doğuracak ve boşanma kararına dayalı haklar (nafaka, velayet, mal paylaşımı vb.) ve yükümlülükler Türkiye’de de uygulanabilir hale gelecektir.

Bu süreç, uluslararası gezginlik arttıkça daha da önem kazanmaktadır. İnsanlar farklı ülkelerde yaşayıp evlenebiliyor ve boşanabiliyorlar. Bu nedenle, boşanma kararlarının uluslararası alanda tanınması ve uygulanabilirliği, globalleşen dünyamızda kişisel hukuki ilişkilerin düzenlenmesi için kritik bir öneme sahiptir.


Eşin adresinin bilinmemesi veya kendisine ulaşılamaması, boşanma sürecinde karşılaşılan zorluklardan biridir. Bu durumda atılacak adımlar genellikle yargı sistemi tarafından belirlenir ve ülkeden ülkeye değişiklik gösterebilir. Ancak genel olarak benimsenen bazı yöntemler şunlardır:

  1. Tebligat Yolları: Mahkeme, tebligatın yapılması için muhtemel tüm adreslere gönderim yapılmasını talep edebilir. Eğer bu adreslerden birine ulaşılırsa, tebligatın yapıldığı kabul edilir.
  2. İlan Yoluyla Tebligat: Eşin adresi bilinmiyorsa veya kendisine ulaşılamıyorsa, mahkemeler genellikle ilan yoluyla tebligat yapılmasına karar verebilirler. Bu, mahkeme kararının bir gazetede veya yasal bir bildirim panosunda ilan edilmesi anlamına gelir.
  3. Resmi Makamlar Aracılığıyla Araştırma: Mahkeme, nüfus daireleri, seçmen kayıtları veya diğer resmi kurumlar aracılığıyla eşin adresini tespit etmeye çalışabilir.
  4. Yasal Süre Beklemesi: Bazı yargı sistemlerinde, eğer ilan yoluyla tebligat yapıldıysa ve belli bir süre içinde eşten yanıt alınamazsa, mahkeme davanın yokluğunda devam etmeye karar verebilir.
  5. Avukat ve Özel Dedektif Kullanımı: Eşin yerini tespit etmek için bir avukat veya özel dedektif tutulabilir. Bu profesyoneller, eşin mevcut adresini bulmak için çeşitli araştırma yöntemleri kullanabilirler.
  6. Yargı Kararıyla Alternatif Yollar: Eğer yukarıdaki yöntemlerle başarılı olunamazsa, mahkeme, davayı sürdürebilmek için alternatif yöntemler belirleyebilir.


Yabancı ülke mahkemesinden alınan bir kararın Türk mahkemesinde tanınması ve tenfiz edilmesi süreci, bir dizi faktöre bağlı olarak değişebilir. Bu süreç, tarafların iletişim durumu, tebligat adreslerinin bilinirliği, ve avukatlık temsilinin varlığı gibi unsurlarla yakından ilişkilidir.

Tanıma ve tenfiz davası sürecinde dikkat edilmesi gereken birçok önemli husus bulunmaktadır. Bu sürecin başarıyla tamamlanabilmesi için aşağıdaki noktalar üzerinde özellikle durulmalıdır:

  1. Eksiksiz ve Doğru Belgeler: Yabancı mahkeme kararının aslı veya onaylı bir örneği, resmi çeviri ve gerektiğinde apostil (yabancı ülke belgelerinin resmiyet kazanması için gerekli olan bir tür onay) gibi belgelerin eksiksiz ve doğru bir şekilde temin edilmesi gerekir.
  2. Kararın Kesinleşmiş Olması: Tanıma ve tenfiz için başvurulan yabancı mahkeme kararının kesinleşmiş olması gerekmektedir. Yani, itiraz süreleri geçmiş ve karar üzerinde herhangi bir yargısal inceleme yapılamayacak durumda olmalıdır.
  3. Kamu Düzeni İle Uyumluluk: Yabancı mahkeme kararının Türkiye’nin kamu düzenine aykırı olmaması gerekmektedir. Karar, Türkiye’nin temel hukuki prensipleriyle ve genel ahlaki değerlerle çelişmemeli.
  4. Karşılıklılık İlkesi: Bazı durumlarda, tanıma ve tenfiz işlemleri için karşılıklılık ilkesinin varlığı aranabilir. Yani, kararın çıktığı ülkenin, Türk mahkeme kararlarını tanıma ve tenfiz konusunda Türkiye ile karşılıklı bir anlaşmaya sahip olması gerekebilir.
  5. Taraf Tebligatları ve Süreler: Davanın taraflarına usulüne uygun tebligat yapılmalı ve yasal süreler göz önünde bulundurulmalıdır. Tarafların haklarının korunabilmesi için, dava sürecinin her aşamasında yasal süreçlere ve tebligat kurallarına dikkat edilmelidir.
  6. Yetkili Mahkeme: Tanıma ve tenfiz davalarında, hangi mahkemenin yetkili olduğunun doğru bir şekilde tespit edilmesi önemlidir. Genellikle bu tür davalarda asliye hukuk mahkemeleri yetkilidir.
  7. Hukuki Yardım ve Danışmanlık: Tanıma ve tenfiz davaları, genellikle karmaşık hukuki meseleler içerdiğinden, alanında deneyimli bir avukattan hukuki yardım ve danışmanlık almak, sürecin doğru ve etkili bir şekilde yönetilmesine yardımcı olur.
  8. Sürecin Takibi: Tanıma ve tenfiz davaları zaman alıcı olabilir. Bu nedenle, sürecin düzenli olarak takip edilmesi, gerekli tüm adımların zamanında ve doğru bir şekilde atılması açısından önemlidir.

Tanıma ve tenfiz davası, uluslararası hukukun karmaşık bir alanı olduğundan, sürecin her aşamasında dikkatli ve özenli bir şekilde hareket edilmesi gerekmektedir.